BURUNDAKİ KIL

Aydın Bey bir sabah müthiş bir baş ağrısıyla uyanır. İlaç alır, geçmez. Bir iki gün bekler, ağrı devam eder.
Doktor çağrılır. Doktor muayene eder, ağrı kesiciler verir, gider. Lakin Aydın Bey’in baş ağrısı artarak sürer.
Üstüne üstlük baş ağrısı yanı sıra gözleri de yaşarmaya başlar.
Başka doktorlar çağrılır…
Aydın Bey zengin ve tanınmış bir kişidir. Ağrıyı kesene servet vaat eder. Ama bütün Doktorlar ağrıyı durduramadığı gibi sebebini de bulamazlar.
Ev halkı birbirine karışır, baş ağrısından geceleri uyuyamayan Aydın Bey’i daha büyük bir hastaneye götürmeye karar verirler.
Orada en iyi doktorlar seferber olur. Röntgen ve beyin tomografisi çekilir, testler yapılır…
Görünüşe bakılırsa Aydın Bey turp gibidir. Oysa dayanması gittikçe zorlaşan baş ağrısı ve gözyaşları hayatı çekilmez hale getirmiştir.
Ağrı kesici iğnelerle zor ayakta duran Aydın Bey bu defa da apar topar yurtdışına götürülür.
Orada da haftalarca hastanede kalınır, onlarca profesör konsültasyon yapar, testler tekrarlanır.
Sonuç:
Aydın Beye teşhis konulamaz.
Artık yerinden kalkamayan Aydın Beye ağrı kesici iğneler verilir, ülkesine dönüp “dinlenmesi”, daha doğrusu son günlerini evinde geçirmesi tavsiye edilir.
Aydın Bey bitkin, aile perişan. “Kader” denilir, Memlekete dönülür.
Aydın Bey yayla evinde bir odaya yatırılır ve ağrı kesici iğnelerle ölümü beklemeye başlar.
Bir gün, yine onun arzusu üzerine eski berberi eve çağrılır.
Berber yataktan kalkamayan Aydın Bey’i tıraş ederken, Aydın Bey ona durumunu anlatır ve ölümü beklediğini söyler.
Berber Mehmet bir an düşünür. “Beyim?” der, “Sakın sizin burnunuzda kıl dönmüş olmasın”
Bir bakar, “Hah işte, haklıymışım, kıl dönmüş.” der.
Berber Aydın Bey’in şaşkın bakışlarına aldırmaksızın çantasından cımbızı kaptığı gibi kılı çeker.
Ev halkı Aydın Bey’in herkesi ayağa kaldıran çığlığıyla odaya koşar ve Berber’i cımbızın ucunda tuttuğu uzun bir kılla kapı dışarı ederler.
Aydın Bey’in kanayan burnuna pansumanlar yapılır, kolonyalar koklatılır ve yaşlı adam tekrar yatağına yatırılır.
Ertesi sabah Aydın Bey aylardır ilk defa rahat bir uykudan uyanır. Gözlerinin yaşarması geçmiş, baş ağrısından ise eser kalmamıştır.
Dönen kılın sinire yürüyüp gittikçe uzayarak dayanılmaz ıstıraplara yol açtığını doktorlar ancak o zaman keşfeder.
Çözümün bu kadar basit olabileceği kimsenin aklına gelmemiştir.
Sapasağlam ayağa kalkan Aydın Bey Berber Mehmet’i çağırtır ve ona bir servet bağışlar.
Kıssadan Hisse:
1. İnsanları eğitim ve mesleklerine göre ayırmadan dinlemeli, herkesin görüşüne saygı duymalı.
2. Bazen büyük sorunların çok basit çözümleri olabilir.
3. Burnundan kıl aldırtmayanların başı çok ağrıyabilir.
ALINTI

Reklam