1118 yilinda Hugues de Payens ve sekiz şovalye, eski ve terk edilmis bir şatonun bahçesinde toplanıp tum insanlığı seveceklerine ant içmişlerdi.
İki yüz yıl sonra, bilinen dünyanın dört yanında tarikatın beş binden fazla üyesi bulunuyordu.
Tapınak Şovalyeleri o güne kadar uzlaşmaz sayılan iki şeyi, askeri ve dinsel hayatı uzlaştırmışlardı.
Tapınak Şovalyeleri Tarikatı, üyelerinden gelen bağışlarla büyük servet sahibi olmuştu.
Şovalyelerin dürüstlüğü öylesine nam salmıştı ki, krallar ve soylular tüm değerli varlıklarını Tapınak Şovalyeleri’ne emanet ediyorlar, ellerinde yalnızca varlıklarını onaylayan bir senetle yolculuğa çıkıyorlardı.
Bu senet, Tapınak Şovalyeleri tarikatının herhangi bir şatosunda eşit değerde paraya çevrilebiliyordu.
Bugün uygulanan kredi mektubu bu uygulamadan doğmuştu.
Şovalyeler, dinsel çatışmalara son vermenin, dönemin belli başlı tek tanrılı dinlerini birleştirmenin yollarını aramışlardı.
Ama böyle durumlarda hep olduğu gibi, pek çok da düşman edinmişlerdi.
Büyük krallar ekonomik gücü ellerinde tutmaya çalışıyorlar, dinsel serbestlik Kilise için bir tehlike olarak görülüyordu.
13 Ekim 1307 Cuma günü, Vatikan ve Avrupa’nın büyük devletleri, Orta Çağın en büyük tutuklama harekatlarından birini başlatmışlar, o gece Tapınak Şovalyeleri’nin belli başlı önderleri ele geçirilerek hapse atılmışlardı.
Değişik suçlamalar ve sorgulamalardan sonra Tarikatın bütün mallarına el konulmuş, üyeleri dünyanın dört yanına dağılmış ve ”Tapınak Şovalyeleri Tarikatı” tarih sahnesinden silinmişti.
Tarikatın son büyük önderi Jacques de Molay, Paris’in göbeğinde yakılarak idam edilmişti.
Paulo COELHO