
BATI ve BİZ
Batılıları sömürgeci diye eleştiriyoruz ama onlar dışarıda sömürgecilik yapsa bile, içeride kendi insanını sömürmüyor, refah içinde yaşatmaya çalışıyor. Biz ise dışarıda sömürgecilik yapmıyoruz ama içeride kendi insanımızı sömürüyoruz. (Kendi insanımızın refahını düşünmüyoruz) En büyük vatan hainliği budur.
DİN ve AKIL
Kur’an’ın bütünsel bir çalışmasını yapmadığımız, Kur’an’ın hedefi, karakteri nedir? Sorusuna cevap bulamadığımız sürece 1500 sene öncede kalırız.
Bu ülkede en çok satılan ve satın alınan ama hiç kullanılmayan tek şey DİN’ dir. Bunu satın alan halk problemlidir. Ve şimdi bu problemlerin faturasını ödüyoruz.
Şeyhlik kavramı beş bin yıl önce ki Totemizm kavramının insana dönüşmüş halidir. Bu kafa bir adamı büyütüyor, sonra da gidip kendini ona öldürtüyor. İnsanlar biyolojik olarak aklı bozuk insanların peşinden koşup, sonra da ‘’ne olacak bizim halimiz’’ diyor.
Batıdaki dini mezhepler (akımlar) teolojiktir ve zihinseldir, bizdekiler ise siyasaldır. Bu durumu meşrulaştırmak için de teolojisi arkadan geliyor.
Çağımız akılcı ve bilimsel düşünme çağıdır. Bu çağda ve bundan sonra dindar olunabilir ama ancak akılcı ve bilimsel düşünme yöntemi ile.
EKONOMİ
Kiralık kapitalle KAPİTALİZM olmaz.
150 milyar dolar ihracat var tamam ama 300 milyar dolar da ithalat var. Bu durumda siz 2 dolara mal ettiğiniz bir ürünü 1 dolara satarak geçiniyorsunuz demektir.
Yer altı kaynaklarını sattık, yer üstündekileri de sattık. Şimdi de her yeri betonla doldurarak geçiniyoruz. Bunu dert eden kimse yok.
FELSEFE
Kiralık felsefe ile BAĞIMSIZLIK olmaz.
Bu toplumda bir tane filozof yok. Hiçbir olguyu okuyamıyoruz.
Bilimin, Tarihin ve Sosyal Bilimlerin bir felsefesi vardır. O nedenle bir Felsefe Üniversitesi açılmalıdır. Buna Teoloji Felsefesi dahildir.
TEKNOLOJİ
Elin oğlu Allah’tan teknolojik imkanlarını satıyor, biz de sahip oluyoruz. Yarın satmasa ne yapacaksın.
Otuz yıl sonra ya teknolojik insan olacaksın, ya da gereksiz bir insan.
En zor iş, çağdışı insan malzemesi ile çağdaş işler yapmaya kalkmaktır.
ÇOLAKKADIZADE tarafından Prof. Dr. Niyazi KAHVECİ ‘’Çağımız ve Türkiye’’ kitabından derlenmiştir.