SEFİLLER / VIKTOR HUGO

Viktor HUGO tarafından yazılan ve ilk olarak 1862’de yayınlanan SEFİLLER, maddiyat ve maneviyat, iyilik ve kötülük, adalet ve adaletsizlik, merhamet ve vicdansızlık, insanlık ve vahşilik, varlık ve yokluk, baskı ve özgürlük temalarının işlendiği tarihi bir romandır.
Romanın hikâyesi 1815’te başlar ve 1832’deki Paris Haziran ayaklanmasında son bulur.
Kanunlar ve kanunlara muhatap olan insan davranışlarının incelendiği roman ayrıca Fransa Tarihi, Siyaset, Ahlak felsefesi, Monarşi karşıtlığı, Adalet, Din, ailevi ve romantik sevgi gibi konuları da ele alır.
Romanda ana konu olarak Jean Valjean’ın yoksulluktan kaynaklı ekmek hırsızlığı üzerinden ölüm cezasının yanlışlığı ve cezanın suça orantılı olarak verilmeyişi işlenir.
Sonra da ıslah olup iyilik yapma gücü bulan ama sabıkalı geçmişinden kurtulamayan eski mahkûm Jean Valjean’ın yaşam mücadelesine ve işlemiş olduğu suçun kefaretini ödemek için çabalarken karşılaştığı zorluklara odaklanır.
Roman bunun yanında birkaç başka karakterin de yaşamını ve birbirleriyle alakasını ele alırken, bu karakterler üzerinden toplumun bazı sorunlarına parmak basarak bir çeşit toplum aynası görevi de görür.
Ve aslına bakılırsa bu sorunların o günden bugüne pek de değişmediği görülmektedir. Örneğin:
Fantine, kadınların yaşam zorluğunu, açlık yüzünden sefalete düşmesini ve toplumun da düşene sahip çıkmayışını, hatta bir tekme de onların vurduğunu gösteren bir karakterdir.
Cosette, aile sevgisinden mahrum kalan çocukların yaşadığı zorlukları, sahipsizlik yüzünden eğitimsiz kalıp yeteneklerini geliştirememesini, çocuk işçi olarak çalıştırılmalarını, devletin ve toplumun onlara sahip çıkmayışını eleştirmek için yaratılmış bir karakterdir.
Javert, devleti ve kanunları her şeyin önüne koyup, başta kendisi olmak üzere insanı kanunlar karşısında -kendi canını bile feda edecek kadar- köle gibi gören bir Polis Müfettişini temsil eden bir karakterdir.
Nitekim romanda devleti temsil eden bir kanun adamı olan ‘’Polis Müfettişi Javert’e göre iki çeşit insan vardır:
Bir, hiçbir zaman aldanmayan, hata yapmayan devlet veya kanun adamı,
Bir de bütün kötülükleri yapabilecek serseri sınıfı.
Ona göre, suç işleyen, bir daha adam olmazdı. Böyle birinin doğru yola dönmesini imkansız görürdü. Bütün yaşamını, şu iki kelimeyle özetlemişti: ‘’Gözetmek ve beklemek.’’ (s. 66) 
‘’Bazıları, birini severlerse, mutlaka bir başkasından nefret etme ihtiyacı duyarlar.’’ (s.57)
Belki de Javert ve onun gibilerinin durumu buydu. Devleti kutsayınca, insandan nefret eder hale geliyorsun.
Aslına bakılırsa Jean Valjean’ın, kendisini yakalayıp, gümüş yemek takımlarını çaldığı Rahibin evine geri getiren Jandarmaların arasında Rahibin ona davranışından, yaptığı nasihat ve duadan sonra (s.38-39) ‘’Ruhunda fırtınalar kopmuş, vicdanıyla mücadele etmiş, namuslu bir adam olmuştu. Artık tek amacı iyi bir yaşam sürmek, insanlardan kaçıp Tanrı’ya yaklaşmaktı.‘’ (s.102)
Ama kanunlar buna fırsat vermiyor ve toplum da kabullenmek istemiyor, adeta ‘’suçlusun, suçlu kal’’ deniyordu.
Jean Valjean’da bu durumun farkındaydı. Onun için de ‘’Ne yaparsak yapalım kaderimizi asla değiştiremiyoruz. Talihimizin kara damarı, yine bir yerde karşımıza çıkıyor.’’ (s.93) diye düşünüyordu. Zira ‘’Umutsuzluğa düşenler, arkalarına bakmazlar. Kötü yazgının kendilerini izleyeceğini bilirler.’’ (s.16)
Sonuç olarak bugün de içinde yaşadığımız dünyaya baktığımızda, demokrasi, adalet, hukuk, insan hakları, eşitlik, sevgi, saygı, empati gibi kavramlara yabancı, devleti kutsayan ve insanı devlet karşısında iki büklüm kılan, tek dertleri toplumu kontrol etmek olan yöneticilerin, kanun yapıcıların ve uygulayıcıların yaşamı toplum için bir cehenneme çevirmesi, toplumun bir kesiminin de diğer insanları gelenekler yoluyla baskı altına alması devam etmektedir. Ve bu anlayış değişmediği takdirde bu gibi durumlar da devam edecektir.

Colakkadizade tarafından Viktor HUGO / Sefiller Kitabından Özetlenmiştir.

Akvaryum Yayınları (2009)