
FASIL:
a- Dindışı Türk musikisi geleneğinde, aynı makamda ve çeşitli formadaki eserlerin sıralanmasıyla yapılan Konser demektir.
b- Veya kendine ait musiki edebiyatı olan bir tür olup, çeşitli usullerdeki eserlerin birbiri ardına bağlanmasıdır.
c- Bir başka tabirle ”usulden usule geçmek” işidir.
Bunu yapmak ise çok kolay değildir. Çünkü eserlerde usuller ve ritm kalıpları farklıdır.
Bu zor geçişleri de def sağlar. Ve bu yüzden “Def” fasıl ekibinin olmazsa olmazıdır.
Fasıl topluluğunu Def ’le usul vurarak “Ser Hanende” adı verilen kişi yönetir.
Fasıl musıkisini icrâ eden topluluk da belirli sayıda sazende ve hanendeden oluşur.
Klasik fasıl sıralaması; “taksim”, “peşrev”, “kâr”, “1.beste”,”2.beste”, “ ağır semai”, “yürük semai”, “saz semaisi” şeklindedir.
Zamanla “şarkı” formunun önem kazanmasından sonra, bu geleneksel biçim yerini ağırdan başlayarak, gittikçe hızlanan çeşitli tempolarda ki şarkılara bırakmıştır.
Fasıl musikisi sarayda, Enderun’un kurulduğu dönemden itibaren meşk sistemiyle öğretilmeye başlanmıştır.
Saray dışından musiki ustalarının da katılımıyla padişah huzurunda icra edildiğinde “huzur faslı”, “harem faslı” diye adlandırılmıştır.
Açık alanlarda ve sarayların divanhanelerinde kalabalık hanende ve sazendelerin katılımıyla icra edildiğinde ise “meydan faslı” , “küme faslı” diye de isimlendirilmiştir.
Her şarkı fasılda okunmaz. Fasıl şarkısının yapısı ayrıdır.
Fasılda belli bir icra disiplinini gerektirir. Öyle ‘okudum oldu’ şeklinde fasıl olmaz.
Fasıl’ın belli kuralları vardır. Örneğin:
Fasıl kapandıktan sonra istek parçalar söylenebilir.
Fasılda el çırpmak, alkışlamak ve konuşmak sanatçıya yapılabilecek en büyük hakarettir.
Fasılda Şarkılara eşlik edilebilir.
Fasıl, musiki kültürümüzün vazgeçilmezlerinden biri olarak kabul edilir.
Her tabakadan halkın musiki zevk ve kültürüne seslenebilen bir tür olarak yüzyıllardan beri etkinliğini sürdürmektedir.
DERLEME